Betnano Giriş, Betnano Güncel, Betnano Güncel Adresi, Betnano Giriş Adresi, Betnano Girişi, Betnano Güncel Sitesi, Betnano Güncel Linki, Betnano Yeni Adresi, Betnano Giriş Linki, Betnano Resmi Sitesi, Betnano Yeni Giriş, Betnano Kesintisiz Giriş, Betnano 2025 Güncel Adresi, Betnano Hızlı Giriş, Betnano Online Giriş, Betnano Mobil Giriş, Betnano Sorunsuz Giriş, Betnano Güncel Web Sitesi, Betnano En Son Adresi, Betnano Kayıt Ol, Betnano Üye Girişi

Âhir furya

Betnano

Administrator
Yönetici
Katılım
Ocak 22, 2025
Mesajlar
263,385
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Bir süre İslamofobi akımının arkasındaki esas nedenin bilgi eksikliği olduğunu, bazı değerleri yeterli tanıtamadığımızı düşünecek ve sonra ayıkacaktım. Halkta manipülatif yayınlar nedeniyle bir korku dalgası belirmişti, ama medya, üst düzey idareciler bilinçli bir planın peşindeydi. Bilet kesilmişti. Avrupa buna uymak zorundaydı.

2004 Kasımında Amsterdam'da film yönetmeni Theo van Gogh Faslı bir Müslüman tarafından sokak ortasında öldürüldü. O sıralarda sosyal medya yoktu. Van Gogh kanal kanal geziyor ve konuşmalarındaki ağza alınmayacak hakaretleri fikir hürriyeti etiketiyle televizyondan umuma servis ediliyordu. Faslıların nezdinde bütün Müslümanları tahkir ediyordu.

Bir tanıdığım telefon edip haber verince bisiklete atlayıp evime çok yakın olan olay mahalline gittim. Beyaz bir örtünün altında yerde yatan cesedini gördüm. Ölümüne gerçekten üzüldüm. Medya tarafından reyting artırıcı bir piyon olarak kullanılmıştı. O günlerde bir komplo teorisi de dillerde dolanıyordu. Kanalların bu küfürlü performanslara bu kadar heveskâr olmasını farklı yorumlayanlar da vardı.

Sonraki günlerde yerlilerin yüzünde dış görünümünden nereli olduğu belli olan kimselere bakarken beliren soru işaretini, korkuyu ve öfkeyi görünce ayıktım. Ilımlı Müslüman lafı o sıralar daha bir duyulur oldu. Bir ara psikiyatrist olan genç komşumun ılımlı Müslüman bahsini açması üzerine buraya yazmayı münasip görmediğim bir örnek vererek ılımlı teriminin gerçek dışılığını ortaya serdiğimde kafasında soru işareti oluşmuştu.

2006'da yayınladığım Muhabbet Evi adlı romanımda bu konuyu ele aldım. Van Gogh'un öldürülmesi sonrasında bizzat tanığı olduğum atmosferi ayrıntılarıyla tasvir etmeye çalıştım. Bu roman Almancaya çevrildi, ama olayın geçtiği ülkede basılmadı. Arka kapakta şöyle bir ibare mevcut.

  • "Yabancılaşmaktan, duyarsızlaşmaktan, vicdansız, duyarsız tüketim canavarı çocuklar yetiştirmekten, antidepresansız yaşayamamaktan korkuyorum. En çok da gereksiz yere benden korkan yerlilerden korkuyorum. Çünkü burada yaşıyorum. Burası benim elvatanım. Böyle bilesin."

2001 ile bugün arasındaki zamanda Irak'ta, Afganistan'da ve Suriye'de milyonlarca Müslüman öldürülecek ve yerinden yurdundan edilecekti. Terör devleti İsrail'in Gazze'de ve son olarak Refah'ta uyguladığı soykırımı da bu dalgaya dahil edebiliriz.

Furya kelimesi Türkçe'de daha çok balık akını ya da bir ticari malın aşırı bolluğu anlamına kullanılıyor. Oysa İtalyanca furia 'kudurma, çılgınlık, gazap' sözcüğünden alıntıdır. Roma'nın ilkel din görüşlerinde Furialar yeraltından çıkıp insanların peşine takılan kötü cinlerdir. Yunan mitolojisinde Furies, Furiae, Hiddetliler veya Cehennem Tanrıçaları olarak geçiyor.

2021 yapımı Furia adlı Norveç dizisinin birinci sezonunu izlediğimde yukarıda bahsini ettiğim sürecin son gaz devam ettiğine bir kez daha kani oldum. Konu kısaca şöyle: Gizli polis Asgeir, geçmişinden kaçan ve yeni bir kimlikle kızıyla birlikte Norveç'in batısındaki küçük bir kasabaya taşınır. Yerel mülteci merkezindeki bir çatışma, Asgeir'in korkunç bir sırrı olan gizemli Ragna ile karşılaşmasına neden olur. Sosyal medyada, karanlık ve uğursuz fikirleri küresel bir izleyici kitlesine yayan aşırı sağcı bir yazar olan Furia takma adlı biri vardır. Olaylar hem Asgeir'i hem de Ragna'yı tehlikeye atarak Norveç ve Avrupa'daki güçleri küçük bir kasaba cinayetinden çok daha tehlikeli hale getirir. Radikal sağcı gruplar ve takipçilerden oluşan bir ağın içine girerler. Politikacıların ahaliyi kutuplaşmayı zorladığı ortamda şiddet yanlısı radikal aşırılar bir eylemin ardından Avrupa'yı sonsuza dek değiştirmeyi amaçlamaktadır. Bu korkunç planın gölgesinde kahramanlarımız Norveç fiyortlarından seçimlerine hazırlanan Almanya'ya, dananın kuyruğunun kopacağı Berlin'e gider.

Berlin'de bir ilk öğretim okula çekilen üzerinde Islamic Europa yazan devasa siyah bayrak çok şey ifşa etmektedir. Avrupalı radikal bir grup okuldaki 1000 çocuğu öldürüp eylemi de cihatçı İslami teröristlere yükleyerek Avrupa'da büyük bir infial yaratmayı planlıyordur. Böylece Avrupa bünyesindeki on milyonlarca Müslümanı dışarı atacak ve yeniden saflaşacaktır.

Dizide olayların arkasındaki esas güç olarak Rusya işaret ediliyor, Avrupa halkını tek dünya devleti uygulamasına hızlı ve kifayetsiz bir mukavemetle sürükleme projesi iması yapılıyor. Böylesine acımasız bir kıyımın gerçekleşmesi durumunda çok şiddetli bir toplumsal sarsıntı yaratacağı, Avrupa kıtasında çıkacak Müslüman-Hıristiyan çatışmasının boyutlarının kolaylıkla kestirilemeyeceği açıktır.

Terör devleti İsrail'in dünyanın gözü önünde işlediği bunca vahşi kıyımdan, bir milleti topyekûn katletme suçundan kaçması mümkün değilse ve eğer eninde sonunda bunun hesabını verecekse bu günah keçileri vasıtasıyla olacaktır. Soykırımcı İsrail'in bu furyada uğrayacağı itibar kaybını minimalize etmek ve hatta hızla toparlanmak için Avrupa'da ya da ABD'de içlerinde Yahudi çocukların çoğunlukta bulunduğu büyük bir yerde, bir okulda yapılacak kıyıma Hamas'ın imzasını atmayı deneyebilir mi? Bir iki eski Hamas mensubunu da beynini ilaçlayarak ya da davayı satmış marjinallerden bazılarının ruhunu satın alarak denkleme dâhil edebilir mi?

7 Kasım'ın yıl dönümünde mesela. Dünya ahalisi bunu yer mi peki? Yutturmaları eskisi kadar kolay değil artık. Peki bizimkilerin önemli denebilecek bir kısmı? Niye gür sesle 'asla yemezler' diyemiyorum? Furya dedik ya, B'siz balıkların çokluğu nedeniyle mi?
 
Üst