Betnano Giriş, Betnano Güncel, Betnano Güncel Adresi, Betnano Giriş Adresi, Betnano Girişi, Betnano Güncel Sitesi, Betnano Güncel Linki, Betnano Yeni Adresi, Betnano Giriş Linki, Betnano Resmi Sitesi, Betnano Yeni Giriş, Betnano Kesintisiz Giriş, Betnano 2025 Güncel Adresi, Betnano Hızlı Giriş, Betnano Online Giriş, Betnano Mobil Giriş, Betnano Sorunsuz Giriş, Betnano Güncel Web Sitesi, Betnano En Son Adresi, Betnano Kayıt Ol, Betnano Üye Girişi

Zamanın ve hafızanın yanında: Anselm Kiefer

Betnano

Administrator
Yönetici
Katılım
Ocak 22, 2025
Mesajlar
266,680
Tepkime puanı
0
Puanları
36
  • Untitled (Heroic Symbols), 1970.
  • resized_b9aeb-cdf2ac87gc3b6rsel012cuntitledheroicsymbols2c1970.webp
  • Kiefer'in erken dönem eserleri, savaş sonrası Almanya'nın tarihine acı dolu bir hesaplaşmayı yansıtır. Joseph Beuys'un desteğiyle sanatçı, bu yüzleşmeden doğan şokla Occupations adlı fotoğraf kitabını ve Heroic Symbols adlı resim serisini ortaya koymuştur. Bu eserlerde, babasının askerî üniformasını giyerek Avrupa'nın tarihi mekânlarında Nazi selamı vermiştir. Ancak bu selamlar, güç veya birliktelik ifade etmez; aksine, boşluğa yapılmış, yalnız ve anlamsız bir hareket gibi görünür.

İlk yıllar​


Anselm Kiefer, II. Dünya Savaşı sonlanmadan hemen iki ay önce, 8 Mart 1945'te Almanya'nın Donaueschingen kasabasında dünyaya geldi. Kiefer'in çocukluğu, savaşın sona ermesinin hemen ardından parçalanmış bir Avrupa'da şekillendi. Bu, bir yandan toplumsal travmalarla yüzleşme, diğer yandan geçmişin hatıralarını sanata dönüştürme arzusunu güçlendirerek, erken yıllarında bile tarihi ve kültürel hafızayı araştırmaya yönelmesini sağladı.

Freiberg'deki Albert Üniversitesi'nde hukuk ve Roman dilleri eğitimi alırken kısa süre sonra avukat olma isteğinden vazgeçerek yalnızca görsel sanata odaklandı ve Karlsruhe'deki Staatliche Akademie der Bildende Kunste'de etkili Peter Dreher'den (1932-2020) dersler almaya başladı. Kiefer, Holokost'un utancını ve suçluluğunu hisseden, ancak bunu kişisel olarak yaşamamış bir Alman neslinin parçasıydı. Kendisinin belirttiğine göre, İkinci Dünya Savaşı'nın okullarda tartışılmaması, onun sanatını şekillendiren yaratıcı bir kaynak olmuştu. Bu nedenle sanat kariyerine, Nazi geçmişini açıkça ele alması nedeniyle tartışmalara neden olan Occupations (1969) adlı provokatif bir fotoğraf serisiyle başladı.

  • Winter Landscape, 1970.
  • Beuys'un kavramsal yaklaşımı ve yenilikçi sanat anlayışı, Kiefer üzerinde derin bir etki bırakmış olsa da Kiefer bu etkiden öteye giderek tarihsel olayları ve kültürel hafızayı somut ve dokunsal bir şekilde aktarabileceği kendi özgün anlatım dilini geliştirmiştir. Almanya'nın sanatsal geçmişine, özellikle de besteci Richard Wagner ve Romantik manzara ressamı Caspar David Friedrich gibi isimlere olan ilgisi, onu kırsal alanları resmetmeye yönlendirmiştir. Bu eserde de ilk bakışta huzurlu ve pastoral bir atmosfer olsa da, aslında Almanya'nın karanlık geçmişi ve tarihsel travmaları üzerine derin bir sorgulama yapılır.
  • resized_a01ba-979a2834gc3b6rsel02winterlandscape2c1970.jpg

1970 yılında Düsseldorf'a taşınan Anselm Kiefer, burada Staatliche Kunstakademie'de eğitim alırken Joseph Beuys ile tanıştı ve aralarında derin bir dostluk ve öğretmen-öğrenci ilişkisi gelişti. Beuys, Kiefer'in Almanya'nın geçmişine gönderme yaparak ironi kullanmasından etkilenerek ve genç sanatçıda büyük bir potansiyel görerek onu resim yapmayı keşfetmeye teşvik etti. Bu süreç, Kiefer'in fotoğrafçılıktan farklı disiplinlere geçişini sağladı ve 1971'de ilk büyük manzara resimlerini yapmasına yol açtı. Beuys, Kiefer'in çalışmalarında kalıcı bir etki bırakırken aynı dönemde Kiefer, Neo-Ekspresyonist ressam Georg Baselitz ile de arkadaşlık kurdu. Baselitz, 1974'te Kiefer'in birkaç eserini satın alarak sanatçının kışkırtıcı konularına rağmen erken dönem serilerine devam etmesini sağladı.

Sanatla geçmişi sorgulamak​


Anselm Kiefer, 1970'ler ve 1980'lerde gerçekleştirdiği Avrupa, Amerika ve Orta Doğu seyahatleriyle sanatına yeni bir yön verdi. Bu yolculuklar, onun yalnızca Almanya'nın tarihine odaklanan çalışmalarından uzaklaşıp sanatın toplumsal ve dini etkilerini derinlemesine incelemeye başlamasına yol açtı. Özellikle İsrail'deki kültürel çatışmalar, Kiefer'i Yahudi mistisizmi ve Kabala üzerine düşünmeye itti. Ayrıca Mısır'da gördüğü antik sanat ve hiyeroglifler, eserlerinde zengin sembollerle hayat buldu.

1980'ler, Kiefer'in sanatında büyük bir dönüşümün yaşandığı yıllar oldu. Bu dönemde kurşun, sanatçının vazgeçilmez malzemelerinden biri hâline geldi. Bu değişimin kaynağı, Köln'deki yenilenen bir katedralin çatısından aldığı kurşunlarla doğrudan ilişkiliydi. Aynı yıllarda Neo-Ekspresyonizm akımının yükselişiyle birlikte Kiefer, uluslararası alanda tanınmaya başladı ve 1980'de Baselitz ile birlikte Venedik Bienali'nde Almanya'yı temsil etmek için seçildi.

  • Operation Sea Lion, 1975.
  • resized_f0a0d-4c1d0c38gc3b6rsel03operationsealion2c1975.jpg
  • Siegfried Forgets Brünhild, 1975. Kiefer, sanatını 20. yüzyılın önemli akımlarından Yeni-Dışavurumculuk çerçevesinde şekillendirmiştir. Hem Alman Dışavurumculuğu'ndan hem de Amerikan Soyut Dışavurumculuğu'ndan izler taşıyan bu akım, zamanla çağının kültürel ve toplumsal koşullarına özgü bir kimlik kazanarak bağımsız bir yönelim hâline gelmiştir. 1960 sonrası, Anselm Kiefer, Georg Baselitz ve Jörg Immendorf gibi sanatçılarla birlikte uluslararası alanda dikkat çekmiştir. Kiefer, bu akım içinde ulusal kimlik ve kültüre dair sorular sorarak, reddedilen Alman tarihiyle yüzleşmeye cesaret etmiştir.

1990'larda, sanatçının eserleri daha derin ve meditasyonel bir hâl aldı. Atom çağının korkuları, savaşın yıkıcı etkileri ve doğanın gücünü eserlerinde yoğun bir şekilde işlemeye başladı. Bu dönemde, atık malzemeler ve doğal unsurlar kullanarak yaşamla sanat arasında güçlü bir bağ kuran bir estetik geliştirdi. Kiefer'in çalışmaları, geçmişin ve geleceğin sınırlarını aşan bir meditasyon gibiydi. 1992'de, yaklaşık 20 yıl süren evliliğini ve üç çocuğunu geride bırakarak Frankfurt yakınlarındaki küçük kasabasından Fransa'nın Barjac kasabasındaki terkedilmiş bir ipek fabrikasına taşındı. Burada, 200 dönümlük alanda dev bir sanat eseri yaratmaya başladı, burası zamanla kuleler, tüneller ve yapılarla dolu bir büyük bir sanat eseri (Gesamtkunstwerk) hâline getirdi.

2000'lerin başında, Kiefer daha deneysel bir yön keşfetti. Eserlerinde görselin ötesine geçerek izleyiciyi aktif bir katılımcı hâline getirdi. Kiefer günümüzde de yaşam, ölüm, yaratım ve yok oluş arasındaki ilişkilere dair derinlemesine sorgulamalar yaparak insan ruhunun en derinliklerine dair etkileyici anlatılar sunmaya devam etmektedir.

  • resized_5c044-4ac3799agc3b6rsel05c4b1nterior2c1981.jpg
  • Interior, 1981.
  • Anselm Kiefer, Nazi dönemiyle ilgili eserlerinde, Albert Speer'in tasarımlarına dayanan iç mekanları sıkça kullanmıştır. 1981 tarihli Interior (Innenraum) adlı eserinde, savaşın yıkıcı etkilerini yaşam ve varoluş gibi karşıt temalarla birleştirerek, Hitler için inşa edilen başkanlık binasını sergiler. Bu mekân, Nazilerin benliklerini yücelten bir sembol olarak tasvir edilir ve derin perspektifi sayesinde izleyiciyi mekânın ötesine taşır.
  • The High Priestess, 1985-1989.
  • resized_79401-f410bb79gc3b6rsel09thehighpriestess2c19851989.jpg
  • Mezopotamya ve Mısır uygarlıklarının kaybolmuş ve korunamayan bilgilerini simgeleyen bu çalışması yaklaşık 200 kurşun kitaptan oluşan iki büyük kitaplık içerir. Bu kitaplıklar, Mezopotamya'daki Dicle ve Fırat nehirlerini simgeler. Kitaplar, açık bir şekilde yerleştirilmiş olsalar da, bazıları birbirine yaslanarak erişilemez hâle gelmiştir. Bu, geçmişin bilgilerine ulaşmanın zorlaştığını ve faşizm gibi dönemlerde bilginin engellenmesini temsil eder.
 
Üst