Betnano Giriş, Betnano Güncel, Betnano Güncel Adresi, Betnano Giriş Adresi, Betnano Girişi, Betnano Güncel Sitesi, Betnano Güncel Linki, Betnano Yeni Adresi, Betnano Giriş Linki, Betnano Resmi Sitesi, Betnano Yeni Giriş, Betnano Kesintisiz Giriş, Betnano 2025 Güncel Adresi, Betnano Hızlı Giriş, Betnano Online Giriş, Betnano Mobil Giriş, Betnano Sorunsuz Giriş, Betnano Güncel Web Sitesi, Betnano En Son Adresi, Betnano Kayıt Ol, Betnano Üye Girişi

Hint Müslümanları Türklerin can kardeşi

Betnano

Administrator
Yönetici
Katılım
Ocak 22, 2025
Mesajlar
278,139
Tepkime puanı
0
Puanları
36
1857 Sipahi İsyanı.


Türkler ile Hint yarımadasının ilişkisi tarihin en eski devirlerinden bu yana devam edegelen özel bir ilişki. Kuzeyli Türkler, haşin bozkır ikliminin hayatı daha da çekilmez kıldığı zor dönemlerde rotayı çoğu kez güneye kırdı, Himalaya geçitlerini aşarak soluğu Hindistan'ın verimli topraklarında aldı. İskitlerden Kuşanlara, Akhunlardan Gaznelilere, Delhi Türklerinden Babür İmparatorluğu'na Hindistan'ın son iki bin yılına damga vuran millet olarak kayıtlara geçti.

Türkler sadece Hindistan'ın siyasi tarihinde değil dînî ve içtimâî tarihinde de silinmez izler bıraktı. Kuşanların efsanevî hükümdarı Kanişka (Kanık), Budizm inancının en büyük misyonerlerinden biri olarak adını tarihe yazdırdı. Hindistan'ı Müslümanlık nâmına fetheden, Müslüman bir Hint toplumunun oluşumunda en büyük rolü oynayan yine Türkler oldu. Meşhur âlim Bîrûnî, 'Tahkiku Ma Lil Hind' adlı eserinde şöyle diyor:

Biruni - Tahkiku Ma Lil Hind.


'Muhammed b. Kasım sonrası, Türkler dönemine kadar Müslüman gazilerden hiç kimse Kabil hududunu ve Indus nehrini geçemedi. Türkler Gazne'yi ele geçirince Nasıruddin Sebüktekin Gazneliler devletini kurdu ve hemen Hindistan'a doğru fethe girişti. Sebüktekin'in açtığı yol, halefleri özellikle de Yeminüddevle Mahmut (Gazneli Mahmut) - Allah ona rahmet etsin - tarafından otuz küsur sene devam ettirildi. Bu dönemde Hindular birçok kez mağlup edildikleri gibi, pek çok Hindu kenti ve tapınağı da tahrip edildi. Sultan Mahmut, verdiği mücadele ve gösterdiği kahramanlıklardan ötürü zamanla bütün Hindu yöneticilerin korkulu rüyası oldu.'

Gözlerini İstanbul'a diktiler​


Endülüs İslam devletinin İspanyol Haçlılarına yenik düşüp ortadan kalkmasıyla oradaki Müslüman ahalinin, devrin Osmanlı sultanlarına imdat mektupları kaleme aldığı biliniyor. Hindistan'da İslam'ın sancağını yüzyıllar boyunca şan ve şerefle dalgalandıran Babürlü Türk devletinin de 1857 Sipahi İsyanı vesilesiyle İngilizler tarafından ortadan kaldırılması, tıpkı Endülüslüler gibi Hint Müslümanlarının da gözlerini hilafet makamı İstanbul'a dikmelerini sağladı.

1858 yılı itibariyle artık bir devletleri kalmayan ve İngiliz İmparatorluğu'nun tebaası hâline gelen Hint Müslümanları, bu derin travmayı aradan geçen 170 yıla rağmen hâlâ atlatabilmiş değiller. 1948 yılında Pakistan'ın kuruluşu bir teselli olsa da Hindistan'da kalan Müslümanların bugüne değin yaşadıkları âdeta kâbus gibi.

Haçlılara karşı hep Türklerin yanında​


Kuşanların efsanevî hükümdarı Kanişka (Kanık)


1858 yılı Hindistan Müslümanları için bir dönüm noktası dedik. Artık bir devletleri kalmayan Hint Müslümanları, yeryüzünde Müslümanların hâmisi olarak hilâfet makamının merkezi olan İstanbul'un gölgesine sığındılar, kendi kaderlerini âdeta Osmanlı'nın kaderine bağladılar. İngilizlerin şahsında bütün Hristiyanlara Haçlı nazarıyla baktılar, hepsini nefretle andılar. Osmanlı ile Hristiyan Haçlıların arasında gelişen her ihtilafta Osmanlı'nın safında yer aldılar.

Bizde 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Hindistan'ın hemen her yerinde yüzlerce protesto gösterileri yaparak İngiliz idaresini Ruslara karşı Osmanlı'ya destek vermesi için sıkıştırdılar. İngiliz mercilerini bu yönde dilekçe yağmuruna tuttular. Halife'nin zaferi için dualar edip secdelere kapandılar. Elleri semâya açıp dua etmenin başıboş bir eylem olmadığını gâyet iyi bildikleri için bir yandan yardım sandıkları kurdular. Buralarda toplanan paraları İstanbul'a gönderdiler.

Gözleri ve kulakları daima İstanbul'da olan Hint Müslümanları, İngilizleri hem 1878'deki Kıbrıs işgalinde hem de 1882'deki Mısır işgalinde protesto ederek bu durumdan hoşnut olmadıklarını ilan ettiler.

1881 yılında Fransızlar Tunus'a el koyunca sadece İngilizleri değil bütün Avrupalıları haçlı olarak lanetleyip tepkilerini ortaya koydular.

1894 yılındaki Ermeni hâdiselerinde Avrupa kamuoyunun Müslüman Türkler aleyhindeki neşriyatına isyan ederek her zamanki gibi saflarını belli ettiler.

Hindistan Fatihi Gazneli Mahmud, Halife'nin gönderdiği hil'atı giyiniyor.


1897 yılında İngilizlere isyan ettiler​




Hem kendilerinin ana vatanlarında hem de Türk kardeşlerinin kendi topraklarında Avrupalı Haçlılar tarafından sürekli tacize uğraması, Hint Müslümanlarını çılgına çevirdi. 1826 yılında İngiliz-Fransız-Rus ittifakıyla Osmanlı'dan koparılan Yunanistan'ın 1897 yılında şımarıklığa kalkması üzerine çıkan savaşta Atina düşmek üzereyken İngilizlerin ültimatom vermesi ve savaşın sonunda galip gelen Türklerin masadan mağlup sıfatıyla kalkması ise bardağı taşıran son damla oldu.

Hindistan karıştı, İngilizlere karşı büyük bir isyan çıktı. İsyanı binbir güçlükle bastıran İngilizler, Hint Müslümanlarının Osmanlı yanlısı tutumundan ciddi mânâda tedirginlik duydu. Uzun süredir hilâfet makamını Türklerin elinden alıp kendi kuklası olacak bir yönetime vermeyi düşünüyorlardı. Yaşanan isyandan sonra bu plânı hızlandırma kararı aldılar.

  • Trablusgarp savaşında Hint Müslümanları
  • Balkan Savaşı'nda Çanakkale Hint Hilal-i Ahmer Hastanesi.
  • İtalyanlar 1911'de Trablusgarp'a saldırınca Osmanlı devletinin toprak bütünlüğü konusunda hassas olan Hint Müslümanları ayağa kalktı. Kalküta'da 'Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti'ne Yardım Komitesi' oluşturulurken, Müslümanların en mühim siyasi teşkilatı Müslüman Birliği, Leknev şehrinde toplandı ve bazı kararlar aldı. Bunlar;
  • - Müslüman Birliği, İtalyan saldırısını nefretle kınarken, savaşta Türkleri desteklediklerini açıklıyor ve savaşın durması noktasında girişimlerde bulunması için İngiliz idaresine çağrıda bulunuyordu.
  • - Birlik, Hint Müslümanlarını Türk kardeşlerine yardıma davet ediyordu.
  • - Hindistan'ın dört bir yanında İtalyan mallarının boykot edilmesi isteniyordu.
  • - Trablusgarp savaşında şehid düşen askerlerimizin aileleri mâğdur olmasın diye yardım kampanyaları başlatıldı.
  • - Hindistan Hilâl-i Ahmer Cemiyeti bu kampanyalardan toplanan yardımları, Osmanlı Hariciye Nezareti'ne iletti. Ayrıca Trablusgarp'ta bulunan askerimizin tedavisi için de Hindistan'dan hasta bakıcılarıyla birlikte 100 yataklı seyyar bir hastane ile tıbbî ihtiyaçlarda kullanılması için 10 bin İngiliz Lirası gönderildi. Bu yardımlar ile Traplusgarp'ta 3 bini aşkın hasta ve yaralı askerimiz tedavi edildi.
  • Balkan Savaş'ında yine onlar vardı
  • Balkan Savaşı'nda yanı başımızda yine Hint Müslümanları vardı. 'Hindistan Yardım Komisyonu' Türklere sadece maddî yardımda bulunmayı düşünmedi, her iki kardeş halkın birbiriyle daha sıkı ilişkiler geliştirmesini kendisine hedef olarak koydu ve şu kararları aldı:
  • - Tüm Hindistan'da 10 milyon lira toplanması için gayret gösterilecek.
  • - Toplanacak parayla Türklerin savaş gemisi ihtiyacı giderilecek.
  • - Hindistan'dan Türkiye'deki yüksekokullara öğrenciler gönderilecek.
  • - Mezun olan bu öğrencilerin Türk idaresinde görev almaları temin edilecek.
  • - Hindistan'daki tüm Müslüman okullarda Türkçenin öğretilmesi sağlanacak.
  • - Buna mukabil Urdu dilinin Türk yüksekokullarında öğretilmesi talep edilecek.
  • - Mekke ve Medine'ye giden tüm Müslümanlardan savaş vergisi alınması için Türk Hükümeti teşvik edilecek.
  • Türk kardeşleri için canını dişine takan bir Hint Müslümanı, Muhammed Ali Han.
  • Hastalar ve muhacirler ile ilgilendiler
  • Balkan Savaşları devam ederken Hindistan'dan üç sağlık heyeti değişik zamanlarda Türk topraklarına geldi. İlk heyette Hindistanlı zengin ailelerinin Londra'da eğitim gören çocukları vardı. İkinci sağlık heyeti 'Bombay Fukara-yı İslamiyesi Heyet-i Sıhhîyesi' adını taşıyordu.
  • Hilâl-i Ahmer Darülfünûn Hastahanesi'nde göreve başlayan heyet, bir ay kadar görev yaptı ve 135 hastayı tedavi etti. Üçüncü heyet ise savaşın sonlarına doğru geldi ve hemen yaralılarla ilgilenmeye başladı.
  • Hint Müslümanları, Balkan savaşının en büyük mağdurları olan Müslüman muhacirlerin iskânı için de kolları sıvayıp 'Rumeli Muhacirlerine Yardım Cemiyeti'ni kurdular. Türk hükümeti uygun bir arazi temin ederse muhacirlerin iskânı için masrafı tamamen kendileri tarafından karşılanacak köyler kuracaklardı. Teklifi sunan Muhammet Ali ve Zafer Ali Han, ilk etapta 200 ailelik örnek bir köy tasarlamıştı.
  • Edirne nasıl bizde kaldı?
  • Hint Hilafet Hareketi Türk kardeşleri için defalarca büyük mitingler düzenledi.
  • Osmanlı idaresi Balkan savaşları sırasında her açıdan büyük bir sıkıntıdaydı. Hint Müslümanları yaptıkları maddî yardımlar ile savaşı sürdürmekte zorlanan Osmanlı idaresine ihtiyaç duyduğu parayı temin etti. Öyle ki Avusturya'da yayınlanan Neue Freie Presse gazetesi, Osmanlı Devleti'nin Edirne'yi geri almak için gerçekleştirdiği harekâtın bilhassa Hint Müslümanlarının sağladığı parayla zafere ulaştığını yazıyordu.
  • Düvel-i Muazzama Edirne'nin geri alınmasından hoşnut kalmamıştı. Bilhassa İngiltere ve Rusya, Edirne'nin Bulgarlara geri verilmesi için Türk hükümetine baskı yapıyordu. Bu duyulunca Hint Müslümanları büyük çaplı mitingler düzenleyerek Edirne'nin tahliyesi amacıyla Türklere baskı yapılmaması için seslerini yükselttiler. Bu tavır, İngilizlerde büyük bir endişe yarattı ve neticede Londra yönetimi Edirne'nin Bulgarlara geri verilmesi fikrinden vazgeçmek zorunda kaldı.
  • İngilizleri cihad ile tehdit ettiler
  • Birinci Dünya Savaşı sonunda Hint Hilafet Hareketi'nin liderleri Avrupa'ya geçerek Roma'da İtalya Başbakanı ve Papa ile görüşüp Türkiye'nin toprak bütünlüğünü savunuyor, Batı basınına verdikleri beyanlarda İngilizlerin kendilerine böyle söz verdikleri halde bu sözü tutmadıklarını söylüyorlardı. Eğer İngilizler Türk topraklarını bölme fikrinden vazgeçmezse, Trakya ve Ege bölgesini Yunanlılara peşkeş çekmeye devam ederse Hindistan'ın İngiltere ile ilişkilerini keseceğini, bunun da bir cihada yol açacağını ihtar ederek İngiliz hükümetini tehdit ediyorlardı.
  • Yine Hint Hilafet Hareketi liderlerinden Şeyh Kıdevî, İngiltere'nin Türkiye'yi bölme plânına cevap olarak Hintli fabrikatörleri bir araya topluyor ve İngiliz mallarına karşı millî bir boykot kararı ilan ederek ekonomik bir savaş başlatıyordu. Bu ekonomik savaşın İngilizlere faturası hayli ağır olacaktı. Zira İngilizlerin pamuklu dokuma ihracatı âdeta vurgun yemiş ve 300 milyon İngiliz Lirası'ndan 100 bin İngiliz Lirası'na inerek yere çakılmıştı.
  • Kurtuluş savaşını kim finanse etti?
  • Bugün maalesef okullarımızda Türk tarihinin gerçekleri okutulmuyor. Hainlerin kahraman, kahramanların haine tebdil olduğu bir garip maarif girdabındayız. Türk milletinin kurtuluş meşalesini yakan gerçek kahramanları tanımadığımız gibi, bu meşalenin yakılmasını sağlayan Hint Müslümanlarını da çocuklarımıza öğretmiyoruz.
  • İslam'ın medâr-ı iftiharı, bin yıllık muhafızı olan Türk milleti ile başında bulunan Halifesi tıpkı Endülüs gibi, tıpkı Babürlü gibi kâfirlerin ayakları altında çiğnenmesin diye kolundaki bilezikleri tereddütsüz sıyırıp veren Hintli anaların, çoluk çocuğunun belki de bir yıllık rızkını hiç düşünmeden bağışlayan Hintli babaların sayesinde bugün burada hür bir şekilde yaşıyoruz. Bunu biliyor muydunuz?
  • - 26 Aralık 1921-25 Ocak 1923 tarihleri arasında Hint Hilafet Komitesi ile Hindistan'daki diğer bağışçılardan, Türk Kurtuluş Savaşı başarıya ulaşsın diye gönderilen para tamıtamına 74 milyon 175 bin 735 kuruştur.
  • - 26 Aralık 1921-9 Ağustos 1923 tarihleri arasında Hint Hilafet Komitesi tarafından doğrudan M. Kemal'in emrine gönderilen para 781 bin 570 Osmanlı Lirası tutarındadır. İlave 254 bin 38 Osmanlı Lirası ile toplamda M. Kemal'in şahsen eline geçen toplam para 1 milyon 35 bin 608 Osmanlı Lirası'dır.
  • İstiklal Savaşı sırasında Hindistan Hilafet Hareketi'nin gönderdiği nakdi yardımlar ayrı bir anlam ifade ediyordu.
  • - Ayrıca Kurtuluş Savaşı boyunca Hint Hilafet Komitesi'yle Hint Hilal-i Ahmer Heyeti'nden Türk Hilal-i Ahmer Cemiyeti'ne bağışlanan para ise 55 bin 439 liradır.
  • Bu paralar o dönemin imkânlarına göre muazzam paralardır. Nitekim M. Kemal, 15 Şubat 1923'te Hint Hilafet Komitesi Başkanı'na gönderdiği ve oranın mühim gazetelerinde de yayınlanan telgrafında Hint Müslümanlarına minnetini şu sözlerle ifade etmiştir:
  • 'Türkler zaferlerinin kazanılmasında Hindistan'a çok şey borçludurlar. Türkler, her fırsatta Türk davasına bağlılık ve sevgilerini gösteren ve cömertçe maddi yardımda bulunan Hindistanlı kardeşlerinin desteğini unutmayacaklardır.'
  • Hint Müslümanları öyle muazzam bir para göndermiştir ki, Kurtuluş Savaşı'nı finanse etmekle kalmamış, o vakitler Türkiye'nin en büyük bankasının kuruluşu da bu parayla gerçekleşmiştir.
  • Ve şu ironiye bakın, 'Hilâfet yıkılmasın, Müslümanlar başsız kalmasın' diye Hint Hilafet Komitesi'nin bağışladığı paralar bugün M. Kemal'in vasiyetiyle CHP'nin din düşmanı kodamanları tarafından içki mezesi yapılmakta.
  • İnnallahe mea's Sâbirin!





Türk'e kurşun sıkmamak için kurşuna dizildiler​


Hint Müslümanlarının içindeki Türk sevgisini en iyi anlatan hâdiselerden biri de 1915 yılında Singapur İsyanı'dır. Devir mâlum, Birinci Dünya Savaşı devri. Hindistan, İngiliz hâkimiyetinde. Dolayısıyla İngiliz kâfiri Müslüman gençleri askere almış, 'Halifeniz, Almanların elinde esir, hep birlikte gidip onu kurtaracağız' diyerek bir de göz boyama peşinde. Hindistan'dan yola çıkan gemiler önce Singapur'a demirliyor.

Asker burada talim gördükten sonra Türkler ile savaşmak üzere sevk edilecek. Fakat bu bilgi gizli, Müslüman askerlere söylenmiyor, sadece İngiliz subaylar biliyor. Fakat Allah'ın hikmeti, nasıl oluyorsa bazı Müslüman askerler bu bilgiyi bir şekilde birilerinden ediniyor. Bunun üzerine İngiliz Hindistan Ordusu'nun 5. Hafif Piyade Alayı'nın neredeyse yarısını teşkil eden Müslüman askerler 'Biz Türk kardeşlerimize kurşun sıkmayız' diyerek isyan ediyor.

İsyan bastırılıyor ama içlerinde üst rütbeli subayların da bulunduğu onlarca kâfir de bu arada cehennemi boyluyor. Ele geçirilen 200'ü aşkın Müslüman asker, askeri mahkemede yargılanıyor. Bunlardan 47'si için kurşuna dizilmek suretiyle idam kararı çıkıyor. Ve bu mübarek askerler, İngilizlerin tertip ettiği özel bir törenle, 15 bin kişilik bir seyirci kitlesinin önünde gözlerini bile kırpmadan kurşun yağmuru altında yiğitçe can veriyor.

Aziz ruhları şâd olsun! Âmin!
 
Üst