Betnano Giriş, Betnano Güncel, Betnano Güncel Adresi, Betnano Giriş Adresi, Betnano Girişi, Betnano Güncel Sitesi, Betnano Güncel Linki, Betnano Yeni Adresi, Betnano Giriş Linki, Betnano Resmi Sitesi, Betnano Yeni Giriş, Betnano Kesintisiz Giriş, Betnano 2025 Güncel Adresi, Betnano Hızlı Giriş, Betnano Online Giriş, Betnano Mobil Giriş, Betnano Sorunsuz Giriş, Betnano Güncel Web Sitesi, Betnano En Son Adresi, Betnano Kayıt Ol, Betnano Üye Girişi

Derler. Olur.

Betnano

Administrator
Yönetici
Katılım
Ocak 22, 2025
Mesajlar
265,844
Tepkime puanı
0
Puanları
36
'Her şey en son anına kadar sıkışırsa yoğunluk ya da özkütleden dolayı bir karadelik oluşur ve bu oluşan karadelikler büyüdükçe içindeki her şeyin yoğunluğu azalmaya başlar. Karadeliklerin içinde anlam yok olur. Sonsuz olan bu yerde mekân sürekli daralır ve her şey bir tekliğe dönüşür. Bu teklik sonsuz enerjidir ve ufak bir kayma ile karadeliğin içinde yeni bir evren doğabilir. Ancak dışardan bakıldığında o karadeliğin hiçliğinde bir değişim yoktur. Belki dünya böyle meydana geldi, bir karadeliğin içinde…'

İzlediğim uzay belgeseli böyle diyor. Videoyu geri alıp anlatıcının ağzından çıkan cümleleri yazdığımda belgeselde uzaydan çok bir insandan bahsediliyormuş hissine kapıldım. Yani ben öylece durup karadelikler hakkında bilgi edinirken o his beni kaptı ve götürdü. 'Âlem büyük insan; insan küçük âlemdir.' derler. Olur. Ama o andan yani kapıldığım andan bir önceki anda dörtnala sesler duymuştum. His atına binmiş üzerime gelmişti. Ben atı tam olarak göremeden His, beni kolunun altına ekmek gibi sıkıştırmış götürüyordu. Yüzüm yere bakar halde giderken, beni kapan His'sin yüzünü görmeye yine fırsatım olmamıştı. His'sin beni sıkıştırdığını fark ediyordum. Ancak tek koluyla beni sıkıştıran bu His, bacaklarıyla da atı sıkıştırıyordu. Bu sıkışmayla at süratleniyor ve yerin görüntüsü daha hızlı akıp gidiyordu. Artık zeminin görüntüsü eğilip bükülürken atın sürekli artan hızının sabitlediğini düşünüyordum. Sonra atın hızının sabitlendiği fikrini yeniden yeniden yeniden hissediyordum. His'sin beni kapıp kaçırdığı bu yolculukta ilk kez bir şey hissediyordum. Bu his, atı ürküttü ve at şahlandı. At da tıpkı benim gibi yeniden yeniden yeniden şahlandı. Yavaşladık. His, at ve ben aynı his olduk. Koşanlar; ilk kez hissedilen bir hissin verdiği coşkuyla sadece 'bendim'. Ne His ne de at vardı artık ve ayağım kayınca çatladım.

Hiç herhangi bir hisse kapılıp sıkıştınız mı? Peki, ruhunuz en son ne zaman sıkıştı veya sıkıldı? Ruhunuz en son sıkıştığında bu sıkışma ne kadar sürdü? Nietzsche'nin (hiç-Tanrısı) ve Raskolnikov'un (ben-Tanrısı) sıkışması sonucu ortaya çıkan o karadeliklere, o eserlere neden bu kadar saygı duyuyoruz?

Ruhunuz sıkıştığında en son raddeye kadar üzülüp kendinizi sıkarsınız. Ruhunuzun da bir sınırı olduğu için (bu aşamada ruhunuzun sınırını fark edebilirsiniz) bir hiçlik oluşur. Hayat yavaşlar. Her şey anlamını yitirir. Gittiğiniz her yer sizi sıkar ve artık 'benliğiniz'; anlamı bulamayan, kendine acı veren hayatın daha da yavaşlamasıyla acı eşiği yükselmiş olan bir 'Tek-Hiç'tir. Sizi kimse yenemez, sizi kimse devirmez veya sizi biri yenmiş-devirmişse bu gerçek değildir. Siz, o yenmiş-devirmiş kişiye numara yapıyorsunuzdur. Ancak ufak bir kayma çok hesap siler. Çünkü o kayma, o an için ufak görünür. Bu ufak kayma sille olabilir, felaket olabilir hatta aşk bile olabilir. Bu kayma ile artık Tek-Hiç aynı anda yenilmiş ve devrilmiştir. O karadeliğin içinde yeni bir evren doğmuştur.

'Âlem büyük insan; insan küçük âlemdir.' derler. Olur.
 
Üst