- Katılım
- Ocak 22, 2025
- Mesajlar
- 270,558
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 36
ATO Başkanı Gürsel Baran yazılı bir açıklama yaparak, geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen ve TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi beklenen “Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 631 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nde işverenler üzerindeki sosyal güvenlik yüklerini artırmaya yönelik düzenlemelerin yer aldığını belirtti. Baran, söz konusu düzenlemelerin ekonomi üzerinde olumsuz etki yaratabileceğini ifade ederek, “İstihdamı zorlaştıran, üretimi ve ticareti ağırlaştıran düzenlemelerden, yüklerden kaçınmalıyız. Devletimizin güçlü olması, özel sektörümüzün güçlü olmasıyla mümkün. Devlete vergisini, primini düzenli ödeyen işletmelerin yükünün arttığı değil, teşvik edildiği bir sistem hepimizin ortak çıkarına olacaktır. Mevcut kanun teklifinde yer alan düzenlemeler Meclis aşamasında yeniden değerlendirilmeli” dedi. İŞVERENLER İSTİHDAMI YÜK OLARAK DEĞİL, YATIRIM OLARAK GÖRMELİ Baran, kanun teklifinde yer alan düzenlemeyle, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranının işveren hissesinin yüzde 11’den yüzde 12’ye yükseltilmesinin öngörüldüğünü belirterek, “Ayrıca kanun teklifiyle, genç girişimcilere sağlanan Bağ-Kur prim desteğinin kaldırılması, uzun vadeli sigorta kolları prim oranının artırılması söz konusu. Diğer yandan Bağ-Kur sigortalılık süreleri durdurulanların ihya prim oranının yüzde 45’e yükseltilmesi öngörülüyor. En küçüğünden en büyüğüne hemen her işletmenin finansmana erişiminin zorlaştığı, dezenflasyon sürecinin devam ettiği bir ekonomik konjonktürde istihdam üzerine ek yük getiren bu düzenlemenin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. İşverenlerin istihdamı, yük olarak değil, yatırım olarak gördüğü bir sistem kurmalıyız” dedi. HİZMET SEKTÖRÜ GÖRMEZDEN GELİNMEMELİ Baran, kanun teklifinde imalat dışı sektörlerde işverenlere Hazine tarafından sağlanan 4 puanlık işveren prim teşvikinin 2 puana düşürülmesine de yer verildiğini belirterek, istihdam deposu durumundaki ticaret dünyasının, hizmet sektörünün bu düzenlemeden olumsuz etkileneceğini kaydetti. Baran, “Bir süre önce, istihdamı artırmak üzere 5 puan olarak uygulanan işveren prim desteği, ihtiyacı olan sektörlere aktarılmak üzere 4 puana düşürülmüştü. Mevcut kanun teklifinde yer alan düzenlemede ise imalat sektöründe bu oranın korunması, diğer sektörlerde 2 puana düşürülmesi öngörülüyor. Burada her ne kadar üretimin olumsuz etkilenmemesi yönünde bir hassasiyet gösterilse de, ülkemizde gayrisafi yurtiçi hasılaya en fazla katkı ve istihdam sağlayan sektörlerin başında gelen ticaret ve hizmet sektörünün bu düzenlemeden olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz. Bu düzenlemenin ticaret ve hizmet sektöründeki işletmelerin yükünü artıracağı, istihdamı azaltacağı, kayıt dışı çalışmaya yol açacağı kanaatindeyiz. Dolayısıyla da kanun teklifinde yer alan bu düzenlemelerin ekonominin ve iş dünyasının gerçekleriyle tam örtüşmediğini düşünüyoruz.” dedi. 200 MİLYAR LİRALIK EK İSTİHDAM YÜKÜ Baran, imalat sektörü dışındaki sektörlerde işveren prim teşvikinin yüzde 2 olarak uygulanması ve işveren prim oranlarının artırılması durumunda, iş dünyasına getireceği maliyete de değinerek, “İmalat sektörü dışındaki sektörlerde bu desteğin 2 puana düşürülmesinin işverenlere 97,6 milyar liralık, yine işveren sigorta primlerindeki artışların da 111 milyar liraya yakın ek yük yaratacağı belirtiliyor. Kanun teklifinin yasalaşması durumunda iş dünyasına yaklaşık 200 milyar liralık ek istihdam yükü söz konusu olacak.” dedi.
				
			 
				